Mehmet Şimşek, enflasyonla mücadele ile eşgüdümlü olarak fahiş fiyat uygulamasını sürdüren fırsatçılara savaş açıyor
Toygun ATİLLA
SOSYAL MEDYA İLE MÜCADELE
Enflasyon ile mücadele etmek mi zor, sosyal medya ile mi?
Sanırım bu soruyu Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e sorsaydık, alacağımız yanıt: “Sosyal medya ile mücadele daha zor” olacaktı.
Neden bu kanıya vardım derseniz. Uzun yıllardır Mehmet Şimşek’i sosyal medya hesaplarından takip ederim. Böylesine bir isyanına hiç tanık olmamıştım.
Öyle ki,
X’deki hesabına sabitlediği paylaşımında da yalan ve kasıtlı haberlerden yakınıyor, üretilen dedikodulara itibar edilmemesi gerektiğine vurgu yapıyor.
Mehmet Şimşek’in neredeyse üç beş günde bir de sosyal medya hesaplarından yalan haberler ile ilgili yanıt verdiğini görüyoruz.
İLK RAUND KAZANILDI
Hazine ve Maliye Bakanı olduğu günden itibaren “Ateşten bir gömleği” giyen Mehmet Şimşek’in dün dezenflasyon açıklamasını ve 11 ay sonra enflasyonun düşme eğilimine girmesini gördüğümüzde tüm olumsuzluklara rağmen enflasyon ile mücadelede ilk raundu kazandığını gösteriyor.
SÜREÇ VE SONUÇ İLİŞKİSİ
Toplum olarak sonuçlar üzerinden konuşmayı seven süreci ise genellikle es geçen bir tavrımız var.
O halde,
Şimdi filmi biraz geriye saralım,
Biz buralara nasıl geldik.
Yap-İş-Devret modeli ile yapılan ihalelerdeki kara deliklerle boşaltılan hazine, KKM adı altında yaratılan modelle sıfırlanan sistem, EYT gibi popülist bir yaklaşımla oluşturulan kambur, kimi şirketlere devlet bankaları üzerinden dolar üzerinden verilen kredilerin Türk lirasına çevrilmesi, gidişata rağmen faizleri sürekli düşük seviyede tutmak…
Tüm bunları hep birlikte yaşadık.
Sonrasında sanki hiç derdimiz yokmuş gibi Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi.
Zaten tepetaklak giden ekonomi için yaşanan insani acıların yanında bir de ekonomik deprem.
ATEŞTEN GÖMLEK
İşte,
Mehmet Şimşek’in devraldığı hazine ve giydiğini söylediğimiz ateşten gömlek tamda buydu.
Yazdıklarımızın eksiği vardır, fazlası yoktur.
Enflasyon 11 aydan sonra ilk kez düştü. Yaşanan ilk düşüşün açıklanması ise bu anlamda yürütülen ekonomik savaş açısından umut vericiydi.
Mehmet Şimşek bunu şu sözlerle kamuoyuna açıkladı:
“Dezenflasyon süreci başladı. Yüzde 1,64’lük aylık haziran verisi, yüzde 22’lik yıllıklandırılmış enflasyonu işaret ediyor. Finansal istikrar, sürdürülebilir cari açık, rezerv birikimi ve gri listeden çıkış alanlarında elde ettiğimiz başarıyı, dezenflasyonda da belirgin şekilde göreceğiz”
POZİTİF ŞİFRELER
Mehmet Şimşek’in açıklamasında aslında sürecin şifreleri vardı: “Finansal istikrar, sürdürülebilir cari açık, rezerv birikimi ve gri listeden çıkış”
Bunların en sonuncusundan yani “gri listeden çıkış” süreci ile başlarsak geçen hafta yaşanan en önemli gelişmeydi.
Mehmet Şimşek “Başardık” diye duyurmuştu.
Tüm bunları alt alta koyduğunuzda aslında tablo 11 ay öncesine göre çok daha iyi.
11 aylık süreçte ortaya konulanlar sonucun olumlu olacağına yönelik bence önemli sinyaller taşıyor.
Açıkçası bu konuda iyimserim.
Mehmet Şimşek’in Türk ekonomisi ile ilgili geçmiş yıllardaki başarısını bu sefer de yakalayacağı kanaatinde olanlardanım.
BEDELİ HEP HALK ÖDÜYOR
Burada tek sıkıntı şu,
Bu enflasyonla mücadelede acı reçetenin en büyük mağdurunun yine “halk” olması.
Zenginin daha zengin fakirin daha fakir olmasına neden olan, orta direk kavramının ortadan kalkmasına sebep olan yanlış politikaları ortaya koyan ve tüm bu süreçlerde hiç sorumluluğu yokmuş gibi davranması, yanlışlarının bedelini ödememiş olması.
Bu ülkenin kaderidir, tüm siyasi yanlışların bedelini halk öder. Tüm bu yanlışları yapanların ise yaptıkları yanlarına kar kalır.
İşte bu noktada, enflasyonla mücadelede pozitif olarak giden sürecin halktan tam olarak karşılığını bulamamasının sebeplerinden biri de budur.
Zengin daha zengin olur, fakir daha fakir. Sonra ekonominin düzeltilmesi için acı reçeteler uygulanır, bu acıyı en çok halk çeker. Hazinenin kasaları dolar, ekonomi rahatlar, sonrasında tekrar bir talan düzeni başlar, kasalar boşaltılır.
Türkiye ekonomik ve siyasi tarihi maalesef bu örneklerle doludur.
Halkın bıkkınlığı ve inançsızlığının büyük sebeplerinden biridir.
Sosyal medyadaki trollerin yarattığı olumsuz atmosferle, yapılan algı operasyonları konusunda önemli bir mağduriyet yaşayan Mehmet Şimşek’in, halkın bu trollerin neden peşine takıldığı yönünde ise bir empati kurması gerektiğini düşünenlerdenim.
Onun da yanıtı bir önceki paragraftadır.
FIRSATÇILARA GÖZ AÇTIRMAYACAK, FAİZ DÜŞECEK
Bundan sonra ne olacak?
Gelelim en kritik soruya.
Hazinede kasaların tekrar dolması, rezervlerin artması, Türkiye’nin gri listeden çıkması ve 11 ay sonra enflasyonun düşme eğilimine girmesi sürecin olumlu seyredeceğine yönelik işaretler.
Bu noktada bu olumlu tablonun devam edeceğini düşünürsek, yıl sonuna doğru faizlerin tekrar düşeceğini ön görebiliriz.
İkincil ve en önemli hedef ise enflasyonun düşüşünün halka yansıması ve alım gücünün artmasıdır. Burada da en önemli savaşlardan birinin enflasyonu bahane ederek fiyat algısını yok eden “çıkarcı” ve “fırsatçılarla” mücadele olacak.
Onu da en başta yazmıştım.
Tekrar ederek noktayı koyalım.
Mehmet Şimşek’in hedefinde, enflasyonu bahane ederek, fahiş fiyatlar uygulayan işletmeler olacak. Teker teker tespit edilen bu işletmelere denetimler uygulanarak enflasyonun düşüşün halka yansıması ve alım gücünün artmasının önü açılacak.
patronlardunyasi.com